İSTANBUL’DA BİR ÖĞLEDEN SONRA…
Karaköy… Bir zamanlar İstanbul’un tam ortası… Yanı başında Türkiye’nin ticaret merkezlerinden Perşembe Pazarı. Mezberelik… Karaköy Azapkapı arası sahil, zengin ve alımlı. İstanbul silüetinin en güzel hali tam karşıda. Süleymaniye, biraz şu yanda Şehzadebaşı, biraz daha şu yanda Fatih… Biraz bu yanda Beyazıt Kulesi, daha bu yanda Ayasofya, Topkapı Sarayı… Hangi birini sayayım. Bu güzelim sahil bandını cıvatacılar, hırdavatçılar, demirciler ve hatta dökümcüler doldurmuş. Cenevizliler’den kalma kalıntılarda atölyeler sıra sıra… Övündüğümüz Arapcamii bile sıkışmış kalmış. İstanbul’un tarihsel değeri olan yapıları ve arkeolojik alanları merkez olmak üzere, çevreleri 500 m. açılarak hem şehir seyreltilir, hem tarihi eserler ve antik kalıntılar ortaya çıkarılır. Karaköy rıhtımına yöneliyorum. Alt geçidi geçerken içim sızladı. Özenle yapılmıştı. İlk alt geçit çarşımızdı. Açıldığı yıllarda insanları alt geçide alıştırmak için, caddede zabıtalar bekler, üstten ca...