DATÇA
BİR BAŞKADIR DATÇA… “Gidin görün, yaşayın… Kirletmeyin, yerleşmeyin… Özgün haliyle bırakın, hep güzel kalsın…” Dokuz günümüzü Datça’ya ayırdık. Günlük programımız; sabah erken denizle başlayacak, duş ve kahvaltı sonrası gezi, öğlen Datça tatlarıyla birlikte dinlenme, öğleden sonra gezi, akşam erkenden pansiyona dönüşle bitecek. Deniz, pansiyona 100 metre uzaklıkta. Sokak tenha, denize yakın yerde bir otel, birkaç ev var. Kadınlar bu mesafeyi pareolarıyla gidiyorlar. O kadar yakın… Kıyının her yerinden denize giriliyor. Deniz pırıl pırıl, hani bardağa koy iç derler ya… Kumsallar her yerde boydan boya halka açık. Çok güzel kıyı yolu düzenlemesi yapılmış. Bir araba genişliğinde. Yer döşemesi kitli taş. Keşke daha yakışır döşeme yapılsaymış. Yolun kara tarafında bazı oteller yol kenarı düzenlemesi yapmışlar. Deniz tarafındaki düzenlemeler bakımsız. Temiz değil, çalımsıların altları çöp dolu. Belli ki belediye pek bakmıyor. Kıyı yoluna “Hastane ...