EGE’NİN YUKARISINA GÖRE, İZMİR’İN ÖTESİ EGE’NİN AŞAĞISI
YOL BAŞLIYOR :
Yolumuz Kuşadası’na. Otomobilimiz beş kişi, biraz sıkıntılı. Olsun, gezi gezidir. Yeğenim tatilin evin kapısında başladığını söyler. Uyguladım. Gerçekten pek keyifli oluyor. Yol boyu çevreyi izlemek, bir yerlerde birşeyler yemek çok hoş oluyor.
28 Ağustos, günlerden Pazar, saat 10. Yenikapı’dan hızlı feribot hareket etti. Otomobilden zorunlu ayrılış, yukarıya salona çıkıyoruz. Yerler numaralı. Öyle eskisi gibi rasgele oturmak yok. Camlar renkli. Denizi seyretmek keyif veriyor. Camlar ve koltuk kenarları çok kirli. İDO’ya bildirdim. Yanıt yok !
Bursa’ya iniyoruz. İDO neden Bursa adıyla anar? Doğrusu Mudanya değil mi?
Mudanya’dan Bursa otoyolu yönüne. Rahatça çevreyi izliyorum. Yolculuk boyunca, otomobilin arka koltuğunda oturmayı severim. Bu yolculukta ön koltukta oturmak zorundayım. Olsun. Ben de bolca fotoğraf çekerim. Makinem Nikon D90. İyi bir fotoğraf makinası. Zaman zaman SONY DSC W40 kullanacağım. Fotoğraf tekniğini becerebildiğimi söyleyemem. Farklı kareler yakalamaya çalışacağım.
Bursa-İzmir, D565 devlet karayoluna doğru hızla ilerliyoruz. İlk mola 110 km sonra Susurluk. Yol kenarı, yeme-içme yerlerinin en temizinde mola. Çeşidi boldur.
Bursa-İzmir yoluna ulaştık. Karacabey’in kenarından, Mustafa Kemal Paşa’nın dışından, doğru Susurluk. Karacabey sapağını geçince, Karacabey Harası sonrası solda Jokey Kulübünün at pansiyonuna ulaşacağız. Modern ahırlar, yemlikler. Kilometrelerce devam eden pansiyonun arazisi, at yayılma bölümlerine ayrılmış. Bazı bölümlerde atlar yayılıyor. Attan hiç anlamam. Uzaktan atların bakımlı ve değerli oldukları anlaşılıyor.
Mustafa Kemal Paşa’nın ikinci kavşağını da geçiyoruz. Çevreyi ön koltuktan seyretmek çok hoş oluyor. Susurluk, moladayız.
Güzel bir dinlenme yeri. Kalabalık. Her çeşit yiyecek var. Var da...
Aramızdan iki kişi yiyebilecek. Yarın arife, öbür gün bayram.
Yeteri kadar dinlendik.
Yeniden yoldayız. Balıkesir, Akhisar, Manisa ve İzmir. Yolculuğumuz güzel geçiyor. Rahatız, neşeliyiz. Şimdi arka koltukta oturuyorum. Arada radyo çalıyor. Yerel radyo istasyonları çok ilginç. Reklamlar ilginç. ‘’Falanca caddede, filanca pastanenin pastaları nefis. Dursun Usta sizi bekliyor’’ gibisinden anonslar.
Balıkesir’in dışından geçiyoruz. Ailecek trafik kurallarına uyarız. Nedense, Balıkesir’i radar korkusuyla geçeriz. Sındırgı çatalından sağa yöneliyoruz.
Akhisar’ı, meşhur köfteciyi hayal ederek geçiyoruz. Hâlâ, D565 Akhisar’ın içinden geçiyor.
Manisa ovası maalesef mahvoldu. Bereketli topraklar sanayi tesisleriyle doldu. İzmir’le adeta birleşmiş. İzmir’e dolmuş kalkıyor. Manisa’nın Spil Dağları yerinde duruyor. Aynen... Önceleri ova bu kadar dolu değildi. Gediz temiz akardı. Ova sanayiyle dolmaya devam ediyor.
Manisa bitmiyor, Sabuncu Beli’nin altına geldik. Sağda, kayaların önünde Atatürk ve Kuva-yi Milliye anıtı.
Bayağı görkemli. İzmir gelişinden daha rahat görünüyor. Bu yönde biraz ters kalıyor.
Sabuncu Beli’nin ötesinden aşağıya, önce körfez görünecek. Sonra Bornova. Bornova trafiğine girmeden, Aydın Otoyolu’na çıkılmıyor. Yollar karışık. Yön tabelaları aniden karşımıza çıkıyor. Buraları iyi bilmek gerekir.
Bornova’dan, Ege Üniversitesi’nin önünden, Turgutlu yoluna, hemen Pınarbaşı’ndan otoyola. İzmir’de 34 plakaları rahat bırakmazlar. Kimileri sıkıştırır, kimileri de makasa alır, yolu şaşırttırır. Nedendir bilemem?! Oysa, İzmir’i severim. Karşıyaka benim için çok farklıdır. Hangisini sayayım; Alsancak, Pasaport, Konak, Eşrefpaşa, Göztepe, Asansör. Güzelbahçe’deki balık lokantaları ayrı bir keyiftir. Güzelbahçe hariç, diğerlerinin altmışlı-yetmişli yıllarını yaşadım. O yılların 1.Kordonu...
Aydın Otoyolu’na girdik. Otoyollar bana sıkıntı verir. Biteviye gidilir. Solumuzda Bayındır’ı, Torbalı’yı, Tire’yi geçeceğiz. Bereketli ovalar, sebze deposu. Az sonra Selçuk çıkışından otoyolu terk edeceğiz.
Feribotu ve araba vapurlarını kullanmadan, karayoluyla İstnbul-İzmir 565 km. İzmir-Selçuk arası, otoyoldan 76 km. Selçuk- Kuşadası arası 17 km.
Selçuk çıkışı. Otoyoldan çıkıyoruz. Az sonra Selçuk’tayız. Şehir merkezindeki ana kavşaktan sağa, Kuşadası yönüne dönüyoruz. Solumuzda Efes Antik Kenti yolunu geçince, küçük uçakların iniş-kalkışına müsait özel havaalanını da geride bırakıyoruz.. Efes Antik Kentinin sonu, Yamaç Evler’inin şantiye çatısı görünüyor.
Pamucak, Gümüldür, Kuşadası kavşağına geldik. Sola Kuşadası’na dönüyoruz. Yol çalışması nedeniyle Kuştur’un önüne yönlendirildik. İyi oldu buralarıda gördük.
İşte sağ aşağımızda liman. 2 tane kocaman cruize var. Yorgunuz.
28 Ağustos 2011 Kuşadası











Yorumlar
Yorum Gönder