MAVİ YOLCULUK’TAN; MAVİ TUR’A VE TEKNE TURU’NA…

Tekne Gezilerini sürgündeki Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı 1945’lerde başlatmış. Dostlarını Bodrum’a davet etmiş. Karadan ulaşım olmadığından, konuklarını küçük bir tekneyle İzmir’den alırmış. Tekne gezilerinde, ikmallerini uğradıkları kıyı köylerinden sağlamışlar.Koyları ve körfezleri gezmek, karadan ulaşılamayan güzelliklere denizden ulaşmak için, Tekne Gezileri yaparlarmış. Tuttukları balıkları tüketirlermiş. Gezi 10-15 gün sürermiş. .
Azra Erhat bu gezileri anlatan bir kitabına verdiği isimle, gezinin de ismini koymuş oluyor, ‘’Mavi Yolculuk’’… Aslında, ilk zamanlar kültür ve dost gezisi olarak yapılmış. Bu anlamda Mavi Yolculuk Halikarnas Balıkçısı, Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu tarafından turizm literatürüne kazandırılmış. Mavi Yolculuk 80’lere kadar sürmüş. Zamanla ticarileşerek şimdiki halini almış,’’Mavi Tur’’.
Günümüzde 5-15 gün süren Mavi Tur şeklinde yapılıyor. Başlangıç noktası Ayvalık’tan Antalya'ya kadar genişlemiş durumda. Yoğun olarak kullanılan çıkış noktaları şunlar : Ayvalık, Foça, Çeşme, Kuşadası, Didim, Gökova, Datça, Marmaris, Göcek, Fethiye, Antalya.
Değişik yerlerde denize girmek ve ‘’vur patlasın çal oynasın’’ hesabı eğlenmek için ‘’Tekne Turu’’ yapılıyor. Meraklısı çok. Yerli ve yabancı turistler hep birlikte eğleniyorlar. Teknelerin hepsi birbirine benziyor. En yeni teknelere Ayvalık’ta rastladım. Tekne turları için özel dizayn edilmiş bu tekneler, sözde Osmanlı kadırgalarına benzetilmiş. Tekneler çokluk ahşap. Bu tekne turları Mavi Turlar’dan esinlenerek başlatılmış. Mavi Turlar gibi 5-15 gün sürmüyor. 6-8 saatte bitiyor.
Bizim gezimiz günlük, biraz avam yapılan Tekne Turu’ydu. Ağaçlıklı bir koy bulununca ‘cumburlop’ denize. Koca koca insanlar çocuklar gibi. Denizden zor çıkarılıyorlar. Tekneler o güzelim koyları diledikleri gibi, hoyratça kullanıyorlar. Başıbozuk turizm kısa yoldan, çokça kazanç sağlıyor.
Kuşadası’nda iki Tekne Turu rotası var. Kuşadası limanından, Pamucak ve Gümüldür yönüne yapılan Tekne Turu, pek ilgi görmüyor. Diğeri, Güzelçamlı’dan Dilek Milli Parkı ve Yunanistan’ın Sisam Adası yönüne yapılan Tekne Turu. Bu tur, gerçekten muhteşem güzellikler sunuyor. Teknelerin Sisam yani Samos adasına yakın geçmesi heyecan verici.
Kuşadası – Söke asfaltının, Davutlar-Güzelçamlı-Dilek Milli Parkı ayrımından sağa dönülüyor. Önce Davutlar’a, devamında Güzelçamlı’ya ulaşılıyor. Kuşadası-Davutlar arası 18 km., Kuşadası-Güzelçamlı 25 km.. Yol çok rahat. Önceleri yolun iki yanı, neredeyse denize kadar şeftali bahçeleriydi. Şimdilerde hepsi uyduruk sitelerle doldu. Çok az şeftali bahçesi kaldı.Yol ve sözde yazlıklar, hafta sonları aşırı kalabalık oluyor. Aydın’dan, Denizli’den, İzmir’den hafta sonu yazlıkçıları geliyor. Davutlar 1969 yılında belediye statüsüne kavuşmuş. Temiz bir belde. Güzelçamlı kadar olmasa da her yıl biraz daha çarpık bir büyüme gösteriyor. Romatizmal, ortopedik ve nörolojik hastalıkların tedavi edildiği Davutlar Kaplıcaları’nda iyi kalitede konaklama tesisleri var.
Sözde turizm adına talan edilen, betonlaşan Güzelçamlı. 1992’de belediye olduktan sonra hızla güzelliğini yitirdi. O güzel, şirin köyden eser kalmadı. Artık sahile, deniz kıyısına inmek nerdeyse imkânsız. Bu güzelliklerin belediyelerin eline bırakılmalarını doğru bulmuyorum.
Güzelçamlı’da ‘’Tekne Turu’’ yapan tekneler balıkçı barınağından kalkıyor. Oraya yönleniyoruz. Eskiden kumsal olan kıyı betonlaşmış, yazık. Balıkçı barınağı belli ki yanlış konumlanmış. Bilinçsizce yapılmış olan balıkçı barınağının oluşturduğu kapalı havza, yosunlaşmaya neden olmuş. Tekne uskurları döndükçe yosunlar kirlettikleri sularla birlikte yüzeye çıkıyor.
İki tekne aynı saatte tura kalkacak. Az dolu olan ikincisinde yerimizi alıyoruz. İlk kez katılıyorum Tekne Turuna. Bakkaldan ıvır zıvır bir şeyler aldık. İyi ki almışız. Tekne saat 11 gibi kalktı. Gezi motoru olarak düzenlenmiş. Beraberimizde diğer tekne de hareket etti. İkisi birlikte, balıkçı barınağının sularını karıştırdı. Çevreye berbat bir koku yayıldı. Neyse ki barınağı hemen çıktık. Aşağıya, güneye, Dilek Milli Parkı-Sisam boğazına yöneldik. Solumuzda Güzelçamlı. Boğazı öteye geçersek, önce sağımızda Sisam bitecek, sonra solumuzda Milli Park bitecek. Karina önlerinde olacağız. Karina küçük bir balıkçı köyü. Acılı bir öyküsü var. Taze balıklar sunan lokantasında birkaç kez oturduk. Milli Parktan Karina’ya ulaşım yok. Söke üzerinden gidiliyor. Yani kulak tersten gösteriliyor. Sonradan Karina’ya kadar gitmediğimizi gördük. Arşivimden fotoğraflarını bulayım, Karina’yı da bir ara yazarım.
Şimdi, iki teknenin reisleri yarışa kalktılar. Deniz büyük. Tekneler birbirlerinden uzak, düz rotada gidiyoruz. Yani tehlikesi yok. Güzel oluyor. Heyecanlandık. Karşılıklı tezahürat başladı. Hep biz öndeyiz.
‘’En büyük reis, bizim reis’’. Yanımızdaki teknenin ‘’pruva mataforasında’’ iki çocuk oturuyor. Çocuklara da tezahürat yapıyoruz . Eğlenceli, doğrusu sevdim.
Solumuzda Samsun Dağları ve Dilek Milli Parkı. Denizden görüntü doyumsuz. Milli Park 11.012 hektar alana oturmuş. En yüksek tepesi Dilek tepesi 1237 metre. Milli Parkta, denize girilebilir 4 koy halka açık. Dördüncü koydan sonra müstahkem (askeri yasak) bölge. Zaten, devamı Karina. Milli Parka giriş Güzelçamlı tarafından. Ücretli. Kuşadası’ndan Dilek Milli Parkına dolmuş minibüsler çalışıyor.
1.koy İçmeler Koyu. Giriş kapısından 300 m. kadar içerde. Güzelçamlı’dan piyade gidilebilecek uzaklıkta. Kuşadası münibüsleri bu koydan geri dönüyor. Deniz sığ olduğu için çocuklu aileler bu koyu tercih ediyorlar. Diğer koylara göre daha kalabalık oluyor. Her koyda WC, soyunma kabinleri, duş ve piknik masaları var. Ücretsiz. Temizlikleri iyi değil.
2.koy Aydınlık Koyu.
3.koy Kalamaki Koyu. Adını Yunancadan almış. ‘’Güzel bitki örtüsü’’ anlamına geliyor. Kumsalı en uzun koy. Çok hoşuma gider.Akvaryum gibi denizi vardır. Denizden kumsala, kumsaldan ormana geçilir. Yanarken, üşürsünüz.
4.koy Karasu Koyu. Milli Parkın son koyu. Buradan sonra askeri yasak bölge.
Güzelçamlı’dan Dilek Milli Parkı girişi yönünde solda biraz içerde, Zeus Mağarası. Mağarayı dağlardan gelen tatlı sularla denizden sızan tuzlu sular doldurmuş. Derinliği 15 metre kadar. Gelen ziyaretçiler yazın sıcağında mağaranın soğuk sularında serinliyorlar. Tanrı Zeus, kardeşi Poseidon’un gazabından kurtulmak ve sakinleşmesini beklemek için bu mağaraya sığınırmış.
Dilek Milli Parkı’nın girişinden 6 km. içeride, Aydınlık Koyuyla Kalamaki koyları arasında solda Sarıkaya Kanyonu girişi var. Kanyonun derinliği yaklaşık 5 km. kadar. Yürüyüş parkuru dereye paralel. Oksijeni bol kanyon, dağ tırmanışına da çok uygun. Sırada Tekne Turumuz var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek / DATÇA

KARŞI TARAF – İSTANBUL

EFES (Ephesos) Antik Kenti IV