EFES (Ephesos) Antik Kenti V

(ANDROKLOS ANITI) Kuretler Caddesinin sonuna doğru, caddenin kuzeyinde U formunda, Dor düzeninde, üst katı İon düzeninde bir yapıdır. 13 m yükseklikteki bu yapı Ephesos’un mitolojik kurucusu Androclos onuruna yapılmış bu anıt, yanlışlıkla Bizans çeşmesi olarak adlandırılmıştır. Çatı kabartmaları ve frizi MÖ 2 yy’da inşa edildiğini göstermektedir. Hypelaia isimli su kaynağı yapının içinde kalmaktadır.
(HADRİANUS Kapısı) Hadrian tapınağı bir Sella’dan ve Portiko’dan oluşmaktadır. Sella’nın üstü taş tonozla örtülüydü. Yanlarda düz olan alınlık ve onun üzerindeki friz iki sütunun ortasında bir kemer biçimi alır. Ortası Tyche (kent tanrıçası) büstü ile süslü olan bu kemeri bugün yalnız iki uçta kalmış olan alınlık çevreliyordu. Hadrian tapınağı M.S.4.yy’da kısmen yıkılmış olduğundan restore edilmiş ve bu sırada Portikonun iç duvarlarının üstünü süsleyen 4 kabartma eklenmiştir. Efes’in kuruluş hikayesinin resmedildiği kabartmaların asılları müzede bulunmaktadır. Sellada İmparator Hadrian’ın heykeli bulunmaktadır. Tapınağın önünde duran ve dörtköşe sütunlarıyla dayanan dört kaide üstünde Roma imparatorları Galerius Maximianus, Diocletianus ve Constantius Chlorus’un bronz heykelleri bulunuyordu.
(YAMAÇ EVLER) Bülbül Dağının yamaçlarında, teraslar üzerine inşa edilmiş olan çok katlı evlerde kentin zenginleri oturuyordu.
Kazılarda bulunan evlerin M.Ö. 1. yy’dan itibaren yapımına başlandığı, M.S. 262 ve 396-370 yıllarındaki depremlerden sonra, çeşitli restorasyonlarla yapımın M.S. 7. yy’a kadar devam ettiği belirlenmiştir.
Tek tek apartman tarzındaki evlere yanlardaki dar sokaklardan girilmekteydi.
Evlerin ortasında sütunların çevirdiği bir alan mevcuttur, ki bu alan evin aslını oluşturur. Yemek odası, yatak odası, hamam, köle odası bu alanın çevresinde yer alır.
Bazı evlerin duvarları mozaiklerle süslüdür. Atinalı şair Meander’e ait Sikyonoi komedisi, drama yazarı Euripides ait Orestes Trajedyası’ndan bazı sahneler; örneğin Heracles’in Achelaos ile mücadelesi, Dionysos ve Ariande, yerde Triton ve Nereid resimleri yer almaktadır. Bu evlerden birinde tanınmış filozof Sokrates’in de freski bulunmuştur ki, bu gün bu eser Efes Müzesinde’dir.
Evler restore edilerek orijinal duruma getirilmektedir. Evler, merkezi sistemle tabandan ısıtılmış. Bir merkezde, duvar içindeki ocaklarda yakılan odunların ısıttığı kil altıgenlerin üstüne atılan suyla elde edilen buhar, mazgallardan gelen rüzgârın etkisiyle, şehir sokaklarının altından Yamaç Evlere ulaşan kil borulara yönlendirilmiş. O dönemde bu sistemin kullanılmış olması, şaşırtıcıdır.
(CELSUS Kütüphanesi) Konsül Tiberyus Julius Celsus Polemeanus için bir heroon olarak oğlu tarafından MS 117-125 yılları arasında yaptırılmıştır. MS 262 ki depremde yıkılmış ve yanmıştır. Yapı bir eve, yapının cephesi ise bir çeşme binasına dönüştürülmüştür çeşme binasına ait kabartmalar bugün Viyana Müzesinde sergilenmektedir. Orijinal yapımında iki katlı cephe ve bu cephe içerisinde yer alan nişlerle ve bu nişler içerisindeki heykellerle süslüdür. Bugün kopyalarını gördüğümüz heykellerden Sophia = Hikmet = Tanrısal bilgi, Arete = Fazilet – karakter, Ennoia = İyilik – Karar verme gücü, Episteme = Bilim’i simgelemektedir. Rulo halindeki kitaplar kütüphanenin dolap tarzındaki nişleri içerisinde korunuyordu. T. Julius Celsus MS 92 yılında Romada Konsül olmuş MS 106 – 107 yıllarında Asya Prokonsül’ü olmuştur. Yapının bulunan kitabesinde T. Julius Celsus’un oğlu C. Julius Aquila’nın adı MS 110 yılının Konsülü ve kütüphanenin bir Heroon yaptırıcısı olarak geçmektedir.
Kütüphane 9 basamaklı bir merdivenle çıkılan ve tonozlu bir alt yapının oluştuğu platform üzerinde yükselir.
Yan galeriden Celsius’un lahitinin bulunduğu odaya geçilir.
Kütüphanede bulunan kitapları nemden korumak için bina çift duvarla çevrilmiştir. Bu duvarlar üzerinde bulunan dolaplarda yada raflarda rulolar ve ciltler halinde bir araya konulmuş el yazmaları saklanıyordu. Aleksandria ve Bergama kütüphanelerinden sonra dönemin en büyük üçüncü kütüphanesidir.
Kütüphanede bulunan kitapları nemden korumak için bina çift duvarla çevrilmiştir. Bu duvarlar üzerinde bulunan dolaplarda yada raflarda rulolar ve ciltler halinde bir araya konulmuş el yazmaları saklanıyordu. Aleksandria ve Bergama kütüphanelerinden sonra dönemin en büyük üçüncü kütüphanesidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek / DATÇA

KARŞI TARAF – İSTANBUL

EFES (Ephesos) Antik Kenti IV