‘’ ÇANAKKALE DESTANI TANITIM MERKEZİ ‘’

Eceabat ( D-550 ) yönünde yolun tadını çıkarıyoruz. Çevremiz çok güzel görseller sunuyor. Yol düzgün. Yer yer onarımlar var, bölünmüş yollara giriyoruz. Haziranda binlerce kilometre yaptım, onarım olmayan yol yok gibi. ‘’ Trafik Çakalların ’’dan kurtuluş yok. Trafikte tehlike adamı olmak, diğer sürücüleri sıkıntıya sokmak, kedilerince iyi sürücü anlamına geliyor. ‘’ Trafik Çakalları ‘’ndan kendinizi koruyun. Gelibolu’dan 30 kilometre sonra, Eceabat’a 10 kilometre kala, Akbaş Limanı’ndan sağa, Kabatepe’ye dönüyoruz.
(Fotoğraflar alıntıdır) Akbaş Limanı, Çanakkale Muhabereleri sırasında birliklerimizin ana ikmal noktalarından biriydi. İstanbul’dan gemilerle gelen askerlerimiz ve savaş malzemeleri, hava karardıktan sonra Akbaş Limanı’na çıkarılıyordu. Cepheye buradan gönderiliyordu. Kara tarafında, 200 metre içeride, muharebeler sırasında kurulan seyyar hastaneye gelen yaralılar tedavi ediliyor ve daha ağır yaralılar, Akbaş Limanı’na ikmal getiren gemilerle İstanbul’a gönderiliyordu. Seyyar hastanede şehit olanlar, arkada oluşturulan şehitliğe defnediliyordu.
(Fotoğraflar alıntıdır) Akbaş Sahili’nden Çanakkale Boğazı’nı, Kabatepe Sahili’nden Ege Denizi‘ni görüyoruz. Oldukça ilginç. ‘’Her köşesi cennetim ezilir yanar içim / Bir başkadır benim memleketim.’’
Hava sıcak, oldukça bunaltıcı. Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezinin otoparkına giriyoruz. İyi düzenlenmiş. Fazla kalabalık değil. Yakıcı güneşten aracımızı korumak için, gölge arıyoruz. Ulu bir ağacın gölgesinden çıkan aracın boşalttığı yere yöneldim. Engelliler bölümüymüş. Görevli girişimi engelledi. ‘’Kardeşim, çıkan aracın sürücüsü engelli değildi. Aracının plakası da engelli değildi.’’ ‘’Evet. Ama, kartı var. Gösterdi. Bu durumda izin vermek zorundayım.’’ ‘’Engelli olmasa bile, kartı onu engelliymiş gibi mi yapıyor?’’ Bir başka park alanına yöneliyorum. Otopark ücretsiz. Seansı kaçırmamalıyız.
Tanıtım Merkezi iyi düşünülmüş. Doğayla barışık, abidemsi bir yapı. Katlar,eksi katlar olarak, zemine doğru yapılmış. Giriş katı oldukça etkileyici. Orman ve Su İşleri Bakanlığının sorumluluğunda. Tanıtım Merkezi, yap-işlet-devret modeliyle işletiliyormuş. Özellikle, genç kız ve erkeklerden oluşan rehberler şık giyimli ve son derece nazikler. Girişte 10 lira alıyorlar. Bulabildiğimiz tek tanıtım materyali, küçük bir broşür, yetersiz.
Girişin sağında, dev bir panoda Çanakkale Muharebelerinin bir bölümü resmedilmiş. X-ray cihazlarından sonra, temiz serin bir salona giriliyor. Ortada danışma ve bilet gişeleri bulunuyor. Şık cam bölmeler, yönetim büroları olarak düzenlenmiş. Tuvaletlerin zemini ıslak, kağıt havlu yok. Oysa, tuvaletler donanımlı ve modern tarzda düzenlenmiş. Kısacası bakımsız. Oturma üniteleri rahat. Her seansta 20 ziyaretçi alınıyor. Genellikle, Cumartesi-Pazar günleri ziyaretçi sayısı yoğunlaştığından, 30 seansa kadar yükseliyormuş. Saat 15.20’de, rehberler tarafından 1.salona davet edildik. 05 Eylül 2012 Çarşamba Kabatepe - Çanakkale

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek / DATÇA

KARŞI TARAF – İSTANBUL

EFES (Ephesos) Antik Kenti IV