İSTANBUL’DA BİR ÖĞLEDEN SONRA… ŞİŞHANE’DEN KARAKÖY’E…

Metroyla Taksim. Orada bir trenden indim diğerine bindim, aktarma. Hacıosman’dan Şişhane’ye gitmek için neden Taksim’den aktarma yapılıyor? Taksim Metro istasyonunda bir kargaşa, karşılıklı trenlere yetişecekler birbirlerinin üstünden aşırıyorlar.
 
 
Şişhane karmakarışık. Meydana yeraltı kat otoparkı yapılıyormuş. Bankalar Caddesinde (Okçumusa Cad.) kaldırım düzenlemesi yapılıyor. Her yer şantiyeye dönmüş. Birkaç yıl sürer. Elektrik piyasasının kalbi Şişhane ve Bankalar Caddesinde atar. Avizecilerin olduğu sokağa (Şişhane Sok.) dalıyorum. Biçim biçim, şıkır şıkır çok güzel avizeler. Ucuz falan değil, fiyatlar el yakıyor. Vitrinlerden gözümü alamıyorum. Birini beğendim, yeni moda, şöyle kübük. Sonra gelip alacağım.
 
Şu avize çok ilginç, biraz da komik. Kırmızı kadın pabuçlarını sıra sıra asmışlar. Evinize takar mısınız? Ben mi? Kusura bakmasınlar. Meraklısı vardır. Avizecilerin olduğu sokağı yukarıdan aşağı gezdim. Bir ara Meyit Yokuşuna (Yolcuzade İskender Cad.) çıktım, oradaki avizecilere baktım. Pek ağdalı, hoşuma gitmedi.
 
Sokaktan çıkıyorum. Bankalar Caddesinin aşağısına doğru iniyorum. İki taraflı araçlar park etmiş. Büyük patronların arabaları, pahalı, son model. Toz, gürültü, kargaşa. Hemen kurtulmaya çalışıyorum. Bi’koşu Burla Biraderler’in önüne varıyorum. Okçumusa ile Bankalar Caddelerinin (Voyvoda Cad.) birleştiği nokta. Solumda yukarıya merdivenli bir yol çıkıyor. Bu merdivenlerin devamındaki sokakta, Beyoğlu Ortaokulundayken geçici olarak üç ay okuduğum okul var.
 
Kamondo Merdivenleri. Merdivenler helozonik biçimli ve zarif. 1875 ‘de merdivenlere adını veren Kamondo ailesi tarafından yaptırılmış. Hala ihtiyacı karşılıyor. İnsanlar inip inip, çıkıyorlar. Merdivenlerin devamında Avusturya Lisesi, Sen Jorj ve Beyoğlu Göz Hastaneleri yer alıyor.
 
 
Karaköy’e inerken Kamondo merdivenleri solda. Sağda çocukluğumda görüntülerinden hep ürktüğüm, dev, görkemli binalar yer alıyor. Meselâ; Merkez Bankası binası ve yanındaki bina. Binaların cephe taşları arkeolojik bir kazıdan alınmış gibi. Kapıları bile devasa, birkaç kat yüksekliğinde.
 
 
Bankalar Caddesi’nin Voyvoda tarafında sanat abidesi başka binalar da var. Her biri mimaride adeta zirve. Bir çoğumuz önlerinden geçeriz, kafamızı kaldırıp bakmayız. Bu binaların bayrak direkleri de devasa. Bayraklar en büyüğünden. Bankalar Caddesi’ndeki bayraklarla hep gururlanmışımdır.

 
 
Bankalar Caddesi’den Karaköy’e kavuşmadan önce soldaki son bina, eski İmar Bankası. Yenilenmiş, binanın yüzü farklı düzenlenmiş. Gradiva Hotel olmuş. Karaköy’de büyük bir eksiklik giderilmiş. Karaköy turistik bir değişime uğrayacak gibi görünüyor. Zaten, bu güne kadar ihmal edildi. Son zamanlarda magazin haberlerinde de yer almaya başladı.
 
Karaköy Meydanı’na döndüm. Selanik Pasajını şöyle bir dolaştım. Nerde o şaşalı zamanları. Elektronik marketler pasajı bitirmiş. İlginç pek bi’şey yok. Cumartesi olmasına rağmen boş. Önceleri keyifle gezerdim, şimdi hemen çıkıyorum. Karşımda Yapı Kredi Binası. Halkbank’la paylaşıyor. Ne olur cephesine bakım yapılsa. Bina güzel, ama renk değiştirmiş. Yapmak var, bakmak yok.
Gelecek Yazı
İSTANBUL’DA BİR ÖĞLEDEN SONRA… KARAKÖY’DEN  KABATAŞ’A…
İletişim
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek / DATÇA

KARŞI TARAF – İSTANBUL

EFES (Ephesos) Antik Kenti IV