İĞNEADA


Karadeniz’in Batı Ucu…


 
Yağmurlardan bir aralık bulduk, sabah erkenden Maslak’tan TEM’e girdik. Çatalca turnikelerinden TEM’den ayrıldık. Çatalca’nın Subaşı Köyü’nden sola, D020 yoluna girdik. Subaşı çatalında Kırklareli-Saray yazıyor.
Saray otogarının karşısından Vize yoluna giriliyor. Pınarhisar-Kırklareli yönünde Poyralı Köyü… Yol ayırımı… Sağa Demirköy’e dönüyoruz. D020 yolundan, D565 yoluna geçiyoruz.


 
Leylek köyün içindeki  elektrik direğinin tepesine yuvasını kondurmuş.  İki yavrusu var. Sabah yuvayı toparlıyor, yavrular şaşkınlıkla köyü tepeden seyrediyorlar. Belli ki sabah kahvaltılarını  yapmışlar.
 
 
 
Buradan sonra doğa katliamı bütün açıklığıyla görülüyor. Malzeme açık renk olduğundan gizleyememişler. Taş ve silis ocakları Istranca Ormanları’nın canına okuyor. Birkaç aç gözlünün doymazlığı yüzünden ormanlarımızı kaybediyoruz… Bir daha geri gelmeyecek. Ocaklar yemyeşil doğayı beyazlaştırıyor. Bir zaman sonra çölleşecek.
 
Yol boyu orman doyumsuz görseller sergiliyor. Yeşilin farklı tonlarını keyifle seyrediyoruz. Yerleşimlerde yeşil örtü hor kullanılmış. İsraf edilmiş. Yol virajlı ve dar. Araç trafiği de pek yok. Yaz aylarında belki biraz fazlalaşır.
İslambeyli, Yenice yerleşimlerine kadar müzik dinledik, aracımızı sakin sakin sürdük. Yenice çıkışında, genişletilmiş bir rampa tırmanışı başladı. Gerimizde kalan orman manzarası muhteşem. Tabi arada ocakları görmezsek. Solumuzda kalan ve virajlarda karşımıza aldığımız ağaçlar etkileyici.
 
Rampanın zirvesine ulaştık. Yaz sıcağında eski arabalar bu rampada su kaynatır. O kadar yani… Sırtın ötesine devrildik. O da ne? Korkunç… Şaşkınım! Havsalam almıyor. Bir yol için bu kıyım olur mu? Olmaz diyorum.
 
 
Bu orman ve doğa katliamı Demirköy’e, İğneada’ya değer mi? İğneada’ya gidince göreceğiz…
10 kilometre boyunca bozuk yol gittik. Büyük bölümünün tesviyesi bitmiş. Kaplaması kalmış.
 
Yolun kontrolü için Ankara’dan teknik adamlar gelmiş. Yolu teknik şartnameye uygun bulmamışlar. Yüklenici işi bırakmış. Sonra nasıl olduysa anlaşma sağlanmış. Yüklenici çalışmaya başlamış. Yol hatalarla dolu. Özellikle virajlar…
Demirköy’e kadar yol çekilmez, berbat… Yolu kullanan araçlar yıpranıyor. Yolun genişletilen tarafını yapıp trafiğe açtıktan sonra, diğer kısmını yapmamışlar, hepsine birden kalkışmışlar. Biz tepkisiz kalırsak, yüklenici dilediğini yapar, işin kolayına kaçar.
Demirköy eskisi gibi değil. Garip bir şekilde kalabalıklaşmış. Ana yolun üzerinde karmakarışık bir çarşı oluşmuş. Kalabalık ve araç trafiği iç içe. Çarşıyı zorlukla geçiyoruz. Bundan sonra yer yer biraz genişletilmiş eski yoldan İğneada’ya ulaşıyoruz.
 
10 Haziran 2013 Pazartesi
 
İletişim : gezinotlari@yandex.com.tr

 
 
 
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek / DATÇA

KARŞI TARAF – İSTANBUL

EFES (Ephesos) Antik Kenti IV