EYÜP SULTAN CAMİİ
Altın Boynuz’un başlangıç derelerine ulaşmadan
önce Eyüp semti hemen solda. Sütlüce’yle karşı karşıya. Bir de şöyle
sıralanıyor; Eminönü, Unkapanı, Cibali, Fener, Balat, Ayvansaray, Defterdar ve
Eyüp… Eyüp semtinin merkezinde Eyüp Sultan Camii… Cami olmasının ötesinde Müslümanların
kutsal ziyaret yeri…
Hz.Muhammed’in sancaktarı Hz. Eyyub El-Ensari orduyla Bizans’ın kuşatmasına gelirken yolda
vefat etmiş, vasiyeti üzerine İstanbul civarına, Eyüp Sultan Camii’nin olduğu
yere gömülmüş. Mezarı İstanbul’un fethinden sonra bulunmuş, Fatih Sultan
Mehmed’in (II.Mehmed) emriyle buraya 1458 yılında bir türbe yanına da bir cami
yaptırılmış. Aslında, tarihçiler Hazretin mezarının yerinden emin değiller.
Yapılan ilk cami yıkılmış, şimdiki cami III.Selim
tarafından 1798-1800 yıllarında Uzun Hüseyin Efendi’ye yaptırılmış. Camideki
yıpranmaları önlemek için II.Mahmud camide tamiratlar yaptırmış.
1822’de deniz tarafındaki minare şerefesine kadar,
düşen yıldırımdan hasar görmüş ve onarımı yapılmış.
Eyüp Sultan Camii dikdörtgen planlı, “sekiz
payeli”dir.
Mihrabı çıkıntılıdır.
Minber mermerinin işçiliği klasik görünümlüdür.
Kıble tarafı hariç caminin üç tarafı galeri
planlıdır.
Son cemaat yeri 6 sütunlu ve 7 kubbeli revaklıdır.
Anakubbe altı sütun, iki filayağı ve
dayanak kemerlerine yaslanır.
İç avlunun üç tarafı 12 sütuna dayalı 13 kubbeyle
çevrili. Bir tarafında Hz. Eyyub El-Ensari’nin türbesi bulunuyor.
İç avlunun ortasında parmaklıklarla çevrili asırlık bir çınar yer alıyor.
Parmaklıkların dört köşesinde çeşmeler bulunuyor.
Çeşmeler “hacat çeşmeleri” veya “kısmet çeşmeleri” olarak anılıyor. Cümle
kapısının önünde 1798’de yıktırılan Sinan Paşa Kasrı varmış.
Dış avlu caddeye iki kapıyla bağlanıyor. Dış
avlunun ortasında sade bir şadırvan var.
Mermerden cümle kapısının üzerinde dokuz mısralı 1801’e
tarihlenen bir kitabe yer almakta.
Zehi münkadı emri gerdgar
zılli Rabbani
Serefrazı cihandaranı asrın şahı devranı
Menarı nurfeşan sultan selim hanı bülend ikbal
Bilin gülbank dahi iyledi pür cümle azani.
Serefrazı cihandaranı asrın şahı devranı
Menarı nurfeşan sultan selim hanı bülend ikbal
Bilin gülbank dahi iyledi pür cümle azani.
Türbe tek
kubbeli, sekiz köşeli. Türbe girişinde nakşı kademi saadet ve sağında sebil bulunur.
Türbe restore edildiğinden fotoğraf alınamadı. Dolayısıyla türbenin
ayrıntılarını sonraya bıraktık.
Fatih Sultan Mehmed, Padişahların kılıç kuşanma
törenini Eyüp Sultan Camii’ne taşımış ve ilk kılıcı Fatih’e Akşemsettin
kuşatmış. Padişahlar, Sarayburnu ile Cankurtaran arasında bulunan Sinanpaşa
Köşkü’nden sandalla Bostan İskelesi’ne (Eyüp) gelir, Eyüp Sultan Camii’nde iki
rekât namaz kılar, sonra da şeyhülislam tarafından kılıç kuşatılırmış.
Bostan İskelesi ile Eyüp Sultan Camii arasındaki
yola Padişahlık döneminde Cülus Yolu denilirmiş. Padişahın tahta çıkmasına,
tahta oturmasına cülus denirmiş. Cülus
Yolu, Fatih Sultan Mehmed'ten Vahdettin'e kadar Osmanlı Padişahlarının tahta
çıktıklarında kılıç kuşanıp ata bindikleri, cülus törenlerinin yapıldığı,
padişahın hükümranlığını sembolize eden tarihi bir yolmuş.
(Binek taşı.)
Tahta çıkacak
Sultanlar sandaldan Bostan İskelesine çıkınca, vezirler ve devlet adamları
yolun başında kendisini selamlar, binek
taşının oradan atına binerek Eyüp Sultan Hazretleri’ni ziyaret edermiş.
Sultan'ın bir işareti üzerine Şeyhülislam gelip beline dört halifeye ait
kılıçlardan birini kuşatır ve Allah'ın yardımıyla din ve devlet düşmanları
üzerine muzaffer olması için dua edermiş. Törenden sonra Sultan yeniden ata
biner yolda toplanan ahaliye Cülus bahşişi dağıtarak Topkapı Sarayı’na geri
dönermiş.
Eyüp Camii civarında Fatih Sultan Mehmed'in
yaptırdığı imarette günde iki kere yemek
pişirilirmiş. Normal günlerde pirinçli, buğdaylı yemek çıkarken Ramazan ayında
etli yemek dağıtılırmış. Cuma ve kandillerde, zerde ve zerbaç, pilav çıkarılıp
yoksullara verilirmiş.
İletişim : gezinotlari1@yandex.com.tr
(Fotoğrafları, üstlerine sol tıklayarak
büyütebilirsiniz.)
































Yorumlar
Yorum Gönder