PANORAMA 1453 TARİH MÜZESİ
İSTANBUL’UN FETHİ
(Bir zamanların Topkapı’daki Trakya Otogarı. Sirkeci’den Topkapı’ya taşınmıştı. Başlangıçta Trakya ve Anadolu Otogarları olarak ayrılıyordu. Sonra karıştı. Sonunda çığrından çıktı.)
Eski Trakya ve yurtdışı otobüs terminallerinin bulunduğu yerlere Topkapı Kültür Parkı’nı yapmışlar. Merkezefendi ile Londra Asfaltı arasında… Otobüs terminali denen mezberelikler Topkapı’dan kaldırıldıktan sonra, oralara hiç gitmemiştim. Ara ara otomobille geçtiğim oluyor. Kültür Parkı alanını ilk kez Kasım’ın 19’unda gördüm. Sur içinde Topkapı mahallesine gitmem gerekti. İşim bittikten sonra Topkapı sur dışını şöyle bir dolaştım. E-5’den geçişlerimde Büyükşehir’e ait kocaman bir yapı gözüme çarpıyordu. “İBB Topkapı Sosyal Tesisleri”, yanında da devasa bir panoda “PANORAMA 1453” yazıyordu. “Topkapı Sosyal Tesislerinin bir diğer adı Panorama 1453 herhalde” diye düşünüyordum.
(Bu fotoğrafı İBB web sayfasından Topkapı Sosyal Tesisleri görseli olarak aldık. İBB sayfası özensiz hazırlandığı için fotoğrafın Topkapı’ya ait olduğundan emin değiliz.)
Değilmiş… Parka girince ayrı ayrı kompleks olduklarını anladım. Tramvay yolu üstünde olanı sosyal tesisler. Sakın ola ki, bi’şeyler yiyip-içmek için gitmeyin, kapalı. Düğünler, yemekli gruplar ve toplantılar için açılıyormuş. Parkın içinde olan “PANORAMA 1453”… Devasa pano ikisinin arasında olduğu için uzaktan göz yanılması oluyor. Müze, sosyal tesislerin yanında güme gidiyor. Yani şöyle, “Panorama 1453 İBB Sosyal Tesisleri” gibi algılanıyor.
Park kocaman bir yeşil alan. Sözünü ettiğimiz sosyal tesis ve müze, büfe, otopark yeşil alanı iyice küçültmüş. Sosyal tesisin altında oldukça büyük kapalı otopark var. Otoparkın içinden bir de yol geçiyor. Sosyal tesisin arkası, İstanbul’un başının derdi olan servis otobüslerinin ve minibüslerinin park yeri olmuş. Parkın içinde müthiş modern bir tuvalet var. Gören şaşırıyor.
Merter’den Haliç yönüne giderken, sağda, surlar tarafında kocaman “PANORAMA 1453” tabelası görülüyor. E-5’den Topkapı surlar yönüne ayrılır ayrılmaz, ilk trafik ışıklarından sağa dönülüyor. Tramvay raylarını geçince sol aşağı iniliyor. Aşağıdaki kavşaktan sağa dönünce, Topkapı Kültür Parkının içine giriliyor. Parkın bir yerlerine araç park edilebilir. Kapalı otopark hiç güven vermiyor.
posta adresi: Topkapı Kültür Parkı, Merkezefendi mahallesi, Zeytinburnu, İstanbul.
web sayfası: www.panoramikmuze.com . e-posta: info@panoramikmuze.com .
Telefon: 0212 415 1453
Müzenin, 2003’den 2005’e kadar tasarımı ve projelendirilmesi sürmüş. 2008 yılında da uygulaması bitmiş. 5 milyon dolara malolan müzenin açılışı 31 Ocak 2009 tarihinde yapılmış.
Topkapı Kültür Parkı içinde “kültür” adıyla uyumlu “Panorama 1453 Tarih Müzesi” bulunuyor. Parkın bulunduğu mevki itibariyle İstanbul’un fethine dair bir çok anlatım olabilirdi. Park etmiş otobüslerin yerinde, İstanbul fatihi II.Mehmet’in heykeliyle birlikte diğer fetih kahramanlarının heykelleri veya fetihle ilgili bir rölyef olabilirdi. Haliç’e indirilen gemilerden bir kaçının modeli yapılabilirdi. Müzenin Bizans surlarının karşısında ve yakınında olması, müzeyi daha da anlamlandırıyor.
(Üst katta kürenin içinde izlenen görüntülerin minyatür hali.)
Müze her gün 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyarete açık. Giriş ücretleri;
Türk vatandaşları için 5 lira, İndirimli (öğrenci, öğretmen, asker) 3 lira,
Yabancı turistlere 10 lira.
İETT toplu ulaşım araçlarında ihtiyarları bedava taşıyor. Kültür Bakanlığı müzelerde ihtiyarlardan ücret almıyor. Peki, Panorama 1453 girişinde yaşlılardan neden para alınıyor..!? Elleri öpülesi yaşlılara, İBB Sosyal Tesislerinde indirim yapılmamasını da vefasızlık olarak değerlendiriyoruz.
Panorama 1453, onca insanın giriş çıkışına rağmen pırıl pırıl, iyi bakılıyor. Koridor kordonla ikiye bölünmüş. Bir yanı giriş, ikinci yarısı çıkış. Koridorun iki yanında İstanbul’un fethine dair fotoğraf ve yazılar var. Keşke koridor biraz geniş olsaymış. Koridor duvarlarında asılı tablo ve yazıları inceleyenler geçişleri engelliyor. Giriş koridorunun sonundan merdivenle seyir platformuna çıkılıyor. Merdiven siyaha boyanmış, her bir yanı karanlık. Girişte bedensel engelliler için rampa yapılmış. Seyir platformuna engelliler asansörle çıkıyorlar.
(Bütün karelerde sandıklar, gülleler, kalkanlar, kılıçlar, mızraklar v.s. objeler yer alıyor. Geri plandaki renkli panolar resimdir.)
Seyir platformuna çıkıldığında şaşırmamak elde değil. Karanlıktan birden, göz kamaştıracak kadar aydınlığın ortasına çıkılıyor. Adeta ışık patlaması. Yukarıda, kubbenin tamamında masmavi gökyüzü, ak bulutlar… Gümbür gümbür mehter davulu vuruyor… At kişnemeleri yankılanıyor. Top sesleri ürpertiyor.
(Bir parçasının alt kısmı dışarı çıkmış tahta perde, oklara karşı siper olarak kullanıyormuş.)
(Yanmakta olan ahşap kule, Osmanlı ordusunun sur burçlarına çıkma yöntemi. Kat kat olan ahşap kulenin katlarına askerler biniyor. Kule, surlara yaklaştırılıyor. Askerler alttan yukarıya çıkarak, surlara çıkıyorlar. Ahşap kuleler için en büyük tehlike, resimde görüldüğü gibi yakılmaları.)
Platforma çıkıldığında bir süre algılama zorluğu çekiliyor. Demek ki, platforma çıkış merdiveninin siyaha boyanması göz yanılmasını oluşturmak içinmiş. Resimlere garip bir derinlik verilmiş. Anlaşılamıyor..! Resimler 3 boyutlu gibi duruyor. İzleyiciye, fetih sahneleri içinde yaşıyormuş duygusunu veriyor. Bütün olanlar dev bir kürenin içinde gerçekleşmesine rağmen, kürenin dışında gibi… İlk kez görülen bu tekniği çözmeye çalışırken, fethin anlatımı ikinci planda kalıyor. Çekimleri gelişmiş kamerayla yapmamıza rağmen, çıplak gözün gördüğü ihtişam yakalanamıyor. Resimlerin canlandırılmasında kullanılan aydınlatma armatürleri ortamın aşırı ısınmasına neden oluyor. İzleyiciler sıcaktan bunalıyorlar.
(Fetih sırasında surlar resimde görüldüğü kadar hasar görmemiş. Bizans surları bugünkü halleriyle fotoğraflanmış ve yıkıntı molozları v.s. eklenerek figürler bunların üstlerine yerleştirilmiş.)
(Merdivenle surlara ulaşmaya çalışan Osmanlı askerlerinin tepelerinden aşağı Bizans askerleri kaynar yağ döküyorlar.)
Panoramik panonun başı veya bitişi yok. Resimlerin bittiği yer başlangıç oluyor. Bir bütünmüş gibi… Ses efekti olarak, Mehter Takımının çaldığı mehter marşları, at kişnemeleri ve top sesleri kullanılmış. Görsel efektler de kullanılabilirdi. Örneğin; top sesleriyle birlikte gülle patlama noktalarında ışık parlamaları yapılabilir, sis efektleri verilebilirdi.
(Bu fotoğrafta Ahşap kuleden Osmanlı askerlerinin surlara çıkışları daha net görülüyor.)
Proje, Haşim Vatandaşın koordinatörlüğünde yürütülmüş. Çalışmalara; Ramazan Erkut (background), Yaşar Zeynalov (figürlerden sorumlu ressam), Oksana Legka (ressam), Ahmet Kaya (storyboard), Hasan H. Dinçer (bilgisayar uygulama), Atilla Tunca (maket) ve Murat Efe (bilgisayar uygulama) olmak üzere 8 sanatçı katılmış.
Panoramik resimler; yukarıda sayılan sanatçılar tarafından, 2005 yılından 2008 yılına kadar, 3 yılda tamamlanmış. Panoramik resimde 10 bin figür çizimi yapılmış. Panoramik resimler 38 metre çaplı yarım küreye çizilmiş. Resimlerin çiziminde, zamana karşı dayanıklı pigment mürekkebi kullanılmış. Yarım kürenin iç yüzeyi 2.350 metrekare. Resimlerle ziyaretçi platformu arasındaki 650 metrekarelik alana objeler yerleştirilmiş.
(Önde, elinde balta olan, sakallı, tepesinde bir tutam saç bulunan, ürkütücü görüntülü asker “deliler” olarak anılan akıncılardan biri.)
(Giysisi leopar desenli, at üstündeki asker meşhur delilerden.)
(Ancak destekle durabilen, Tophane’de Macar mühendisin döktüğü devasa toplardan biri. Sabitlenmiş vaziyette. Bu topların mesafe ve açısı olmuyor. Surlara yönlendiriliyor ve barut hakkıyla mesafesi ayarlanıyor.)
(Elinde yağlı meşale tutan, çömelmiş, tepesinde saç tutamı olan bir deli daha…)
(At üstünde “kös vuran” askerler. Kös vurarak savaşa heyecan ve moral veriyorlar.)
(Fethin son hamlesi. Ordugâh iyice savaş alanının içine yerleşmiş. Düzde ve yamaçta bulunan askerler, savaşa dahil olmak için hazır bekliyorlar.)
(Ziyaretçiler, fetih canlandırmasını bu platformdan izliyorlar. Canlandırmayla tam iç içeymiş gibiler. Sanki savaş gözlemcileri... Oturan, Osmanlı kılıklı kişi müze görevlisi.)
Gezimizi, 19 Kasım 2014 Çarşamba günü gerçekleştirdik.
(1.-2.-3.-4.-5.-6.-7.fotoğraflar alıntıdır.)
(Bu yazımızın hemen ardından, “Datça yazı serimize” kaldığı yerden devam edeceğiz.)

















































Yorumlar
Yorum Gönder