DATÇA
BU YOLUN SONU DATÇA…
Görmek istiyorsanız bir doğa harikası
Ege’nin güneyinde Datça yarımadası
Üç tarafı denizlerle kuşatılmış süslenmiş
Sanırsın sahilleri dantel gibi işlenmiş
Birsen Akkaraca
Reşadiye
Köyü (Mahallesi) DATÇA
Datça
Yarımadası’nın taaa en ucu… İnce Burun...
Datça ilk kurulduğu Reşadiye’den zaman içinde İskele
mahallesine taşınmış… Yeni, pırıl pırıl bir yerleşim… Yapılar beyaz… Ege ve
Akdeniz tam Datça yarımadasının son ucunda Knidos’un oralarda karşılaşmışlar,
üstünlüklerini sınamak için çarpışmışlar… Kocaman ak köpükleri gökyüzüne ağmış,
beyaz bembeyaz bulut olmuşlar… Beyaz
bulutlar Datça’yı yalamış, evleri beyaza bürümüş…
Eski Datça
Camii avlu girişi
İnşaatsız
bir Türkiye düşünmek mümkün mü? Burası Datça da olsa inşaat olmazsa olmaz.
Datça SİT korumasına sığınmış. İyi de olmuş…
Dokunamamışlar… İmar yer yer sınırlandırılmış veya yasaklanmış. Arkeolojik,
kentsel, doğal, tarihi koruma altına alınmış… Son zamanlarda birileri göz
dikmiş Datça’ya… Alıcı kuşlar gibi fırsat kolluyorlar… İmara açmaya
çalışıyorlar. Akıllarınca rant uğruna Bodrum’a benzetecekler Datça’yı… “Eski
Datça’da caminin oraya çıkmıştım, aşağı dönerken sağda boş bir alan gördüm. Bir
aile oturmuş evlerinin önüne. Evleri gecekondumsu bir yer. Bir de konukları
var. Koyu muhabbetlerinin ortasına düştüm. Sustular. Buyur ettiler, oturmadım.
Öyle ayaküstü söyleştik. Evin adamı inşaatçı, mühendis falan değil. Ne bulursa
yapıyormuş. Memleketi Bitlis’miş. “Olur mu?” diyor, “bu güzelim yerler böyle
boş bırakılır mı? Yapacaksın şöyle beş altı katlı evler, herkesler gelsin,
nüfus çoğalsın.” İnşaat mühendisi
olduğunu söyleyen, kasaba kılıklı konukları da, aklınca mühendisçe destek
veriyor. Sokak arkalarında kumpas kuruyorlar Datça’ya !”
Datça İskele
Mahallesi’nde bir sokak. Ne kadar şirin değil mi?
İskele mahallesi ve çevresi yeni yeni yapılaşıyor. Bodrum gibi, henüz
Datça Evi mimari tarzı oluşmamış. Çarşı
da birkaç bina dışında, Datça evleri genelde az katlı olarak yapılmış. Renkleri
beyaz veya tonları. Kimileri açıkgözlük yaparak kat yüksekliklerini fazla
tutmuşlar. Bütünlüğü bozmuşlar.
Çarşı
dağınık değil, derlitoplu. Oldukça sakin… Datça inşaatları istemiyor.
Datça yapılar anlamında yükünü almış, sınırda…
Bundan sonra yapılaşma yerine, düzeltmeler yapılmalı. Yoksa, Datça bademini,
hurmasını, büklerini, Knidos’unu kaybeder. Çekiciliğini kaybeder… “Datça’ya
gidin… Tatil yapın… Gezin… Kirletmeyin… Asla yerleşmeyin…” Bırakın bakirliğini
korusun.
Sarıliman Koyu
Emecik Dağı’nın Datça tarafından görünüşü.
Emecik Köyü
Rivayet odur ki; günümüzden 4-5 yüz yıl önce
falan, Datça burnunun açıklarından geçen İspanyol korsanlar, gemilerinde cüzzam
hastalığına yakalanan tayfalarından kurtulmak istemişler. Hastalık bulaşıcı,
korsanlar topyekûn ölecekler. Cüzzamlı adamlarından, Datça’nın Sarıliman
Koyu’nda ölüme terkederek kurtulmuşlar. Hasta tayfalar da Emecik dağının
eteklerinde, güçleri yettiğince, bir köy kurmuşlar. Emecik Köyü… Cüzzamlılar
bol oksijen almışlar, temiz ve bol gıdalarla beslenerek iyi olmuşlar. Gerçek
mi? Bilemeyiz… Datça oksijeni bol bir belde. Denizin rüzğarı da karışınca
cüzzamlılar bir yana, ölüleri bile diriltir. Coğrafyacı Strabon “Tanrı çok sevdiği kulunu uzun ömürlü olması
için Datça Yarımadası’na gönderir,” demiş. Demiş mi? Allah bilir… Siz siz olan Emecik
Köyü’ne gittiğinizde bu söylenceden
zinhar söz etmeyin. Hatırlamak istemiyorlar ve de hiç mi hiç hoşlanmıyorlar.
Muğla il
merkezi.
Yeni yasayla Muğla Büyük Şehir olduktan sonra il
sınırlarının içinde köy kalmadı. Akşam yattılar köylü, sabah kalktılar şehirli
olmuşlar. Birden mahalleye terfi ettiler. Datça’nın köyleri de mahalleleşmiş. İskele
Mahallesi, Reşadiye Mahallesi, Kızlan Mahallesi, Emecik Mahallesi, Mesudiye
Mahallesi, Karaköy Mahallesi , Cumalı Mahallesi, Eski Datça Mahallesi, Yaka Mahallesi, Yazı Mahallesi,
Hızırşah Mahallesi, Sındı Mahallesi Datça’nın eski köyleriydi... Değişen tek
şey isimlerinin sonundan “köy” kalktı, yerine “mahalle” geldi. “Eski tellak,
eski tas, eski hamam”.
Osmanlı
Padişahı Yıldırım Beyazıd.
Osmanlı Padişahı V. Mehmet Reşat veya Mehmet Reşat…
Sultan Reşat adıyla anılır.
1282-1390 yılları arasında Menteşoğulları’nın egemenliğinde
olan Datça Yarımadasını, Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt 1390’da Osmanlı
İmparatorluğu topraklarına katmış. Padişah Sultan Reşat zamanında yarımada
Reşadiye adını almış. Sultan Reşat’ın adını bir yerlere, bir şeylere verme
merakı varmış. Bildiğim bir de Reşat altını vardır galiba !.. Datça 1928’de
Muğla’ya bağlanmış. Reşadiye’den sonra, 1947 yılında İskele Mahallesi ilçe
merkezi olmuş.
Datça
Mesudiye Köyü
Datça
Yarımadası’nın en dar yeri, Balıkaşıran…
Datça Yarımadası’nın yüzölçümü 424 km2 kadar.
Kıyı bandı şaşırtacak
uzunlukta, tam tamına 226.55 kilometre…
Yarımadanın tablo gibi, dünya harikası 52 koyu var. Yarımadanın en dar yeri
Balıkaşıran, 1 km genişliğinde. Aynı zamanda Datça’nın Marmaris’le sınırı.
Balıkaşıran’ın Datça’ya uzaklığı 45 kilometre… Yarımadanın en geniş yeri 17
kilometre.
Öfff… Rakamlar boğdu, sıkıntı verdi… Görüşürüz…
06 – 16 Haziran 2014 arası
Datça’yı gezdik. Lakin, bitiremedik. Yine geleceğiz…
( sürecek )
İletişim
: gezinotlari@yandex.com.tr
( 1.-2.-7.-9.-11.-12.-14.fotoğraflar
alıntıdır.)
( 1.-2.-7.-9.-11.-12.-14.fotoğraflar alıntıdır.)

.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)

.jpg)

.jpg)


.jpg)

Yorumlar
Yorum Gönder