EDİRNE

GÖRÜLESİ ŞEHİR…

Balık Heykeli.
Sokağa güzel bi’ ambiyans katmış. Neden balık heykeli !.. Balıkçılar çarşısı olduğu içinmiş ?..  Balıkçı görmedik. Belki de, bir zamanlar bu sokakta mekân tutmuşlardır.


Edirne Ciğercisi Kâzım Usta’nın dükkânı
Edirne’ye vardığımızda öğlene yakındı. Önce yaprak ciğeri… İyisini ciğerci Kâzım Usta yaparmış. Edirne’ye her gidişimizde farklı ustalar öneriliyor… Bu kez Kâzım Usta… Dükkânını alakasız bi’yere açmış. Arayarak bulduk. Çarşıdaki balık heykelinin hemen orda. Ciğer gerçekten iyi yapraklanmış, ağızlara layık pişirilmiş. Fiyatlar yerliye ve yabancıya ayrı ayrı uygulanıyor. Turiste maalesef… Hele, Kâzım Usta daha da maalesef !


Saraçlar Caddesi…
Belki de Edirne’nin en hareketli caddesi. Edirneliler, yerli turistler caddede piyasa (gezmek) yaparken alış-veriş de ediyorlar. Bulgar turistler ise alış-veriş telaşındalar…


Saraçlar Caddesi…
Cadde genişletilirken kimi yapılar çıkıntılı kalmış. Görünen cephesine Atatürk’ün, Çanakkale Muharebeleri’nin, fedakâr annelerimizin mozaiklerini yapmışlar. İyi de olmuş…


Saraçlar Caddesi…
Her şey güzel olmuş derken, bazen sakillikler oluyor. Caddenin ortalık yerine betondan, kapkara bir tuhaf havuz oturtmuşlar.


Saraçlar Caddesi genişletilirken Edirne’nin geçmiş dokusu yok edilmiş gibi… Birkaç eski yapı kendini kurtarabilmiş. Tavukçunun bacası, kliması işini bitirmiş güzelim tarih parçasının. Bir tür vandallık değil de nedir?


 Alipaşa Çarşısı


Alipaşa Çarşısı
Bizim çalgımız darbukalar renk renk, sıra sıra dizilmiş dükkânın önüne…  Yukarıda İspanyolların gitarları…


Sanat Müzik Evi
Çeşit çeşit bağlamalarla dolmuş sanat evinin tavanı.


Dükkânın içerisi de vitrinin önü kadar kolonyalarla doldurulmuş. Kolonyanın envası, çeşit çeşit…


Ne ararsan var !.. Bakır cezveler, cep aynaları, biblolar, magnetler, oyuncaklar, fenerler, nazar boncukları, demlikler-çaydanlıklar, şemsiyeler, tespihler ve dahi nargileler ve dahi çocuk ayakkabıları v.s. v.s. …


Müzik aletlerinin yanında bastonlar !.. Ne alaka…


Yapma gelin çiçekleri, doğum süsleri, sünnet yatağı süsleri… Düğün arabaları bile süsleniyormuş !..


 Tespihçinin vitrini. Dükkânın her bir yanı tespih… Oltu’sundan kehlibarına…

Sokaktan yukarı… Sağa-sola… Sağa… Koca bir cadde, Saraçlar caddesi… Edirne’nin en hareketli caddesi… Kapalı Çarşı’ya (Alipaşa Çarşısı) giriyoruz. Oyuncakçılar, gelinlikçiler, yazmacılar, müzik aleti satıcıları, hediyelikçiler, takı satıcıları… Neler yok ki… Birden Orhan Veli’nin “Kapalı Çarşı”sı aklıma takıldı.


Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin, 
Sandık odalarında;
 
Senin de dükkanın öyle kokar işte.
 
Ablamı tanımazsın,
 
Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı;
 
Bu teller onun telleri,
 
Bu duvak onun duvağı işte.
 
Ya bu vitrindeki kadınlar?
 
Bu mavi mavi,
 
Bu yeşil yeşil fistanlı...
 
Geceleri de ayakta mı dururlar böyle?
 
Ya bu pembezar gömlek?
 
Onun da bir hikayesi yok mu?
 
Kapalı Çarşı diyip geçme;
 
Kapalı Çarşı,
 
Kapalı kutu



Alipaşa Çarşısı hıncahınç kalabalık. Hani, derler ya “iğne atsan yere düşmez”.


Çarşı yenilenmiş. Tavan kemerleri kırmızı-beyaz boyalı… Çarşı Türk bayraklarıyla donanmış…
Alipaşa Çarşısı’nı Sadrazam Hersekli Semiz Ali Paşa 1565’de Mimar Sinan’a yaptırmış. Güvenli bir çarşı olarak, kıymetli eşya satıcıları, mesela kuyumcular için yaptırılmış. Rivayete göre, o tarihlerde 300 metre uzunluğundaki çarşıyı 100 kadar bekçi beklermiş. 1992 yangınından sonra 1997’de onarılarak yeniden açılmış.


Alipaşa Çarşısı’nın 130 dükkânı ve 6 kapısı var. Kesme taşla örülü dış duvarlarının üstü tuğla. Tavan kemerleri kırmızı beyaza boyanmış. Çarşı kalabalık, alış-veriş edenler pek az. Mallar kırsaldan gelenlere yönelik. Çarşı ünlü, esnaf çeşit çeşit… Daha farklı ürünlerle turistlere satış yapabilirler.


Edirne bulunduğu coğrafi konumun farkında değil gibi… Oysa, Türkiye’ye batıdan giriş yapanlar ülkeyi Edirne’de tanımaya başlayabilirler. Sınırdan giren yorgun gurbetçiler burada dinlenir, alışveriş edebilirler. Sınırdan çıkanlar da… Oysa, girenler ve çıkanlar Edirne’yi pas geçiyorlar. Edirne farkında değil.


( sürecek )

( 2. Ve 21.fotoğraflar alıntıdır )







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek / DATÇA

KARŞI TARAF – İSTANBUL

EFES (Ephesos) Antik Kenti IV