EDİRNE
ÇOK KİMLİKLİ ŞEHRİMİZ…
Eski gravürde, Balkan
Savaşında içindeki savaş mühimmatıyla havaya uçurulan Edirne Sarayı.
Padişahların şehri, Osmanlı’nın payitahtı…
Osmanlı’nın Balkanlar’a
geçiş yeri… Tarihe yazılmış, tarih yazmış
kentimiz… Türkiye’nin batıya açılan kapısı… Hep gitmeyi düşündüğümüz ama,
birtürlü gidemediğimiz şehir… Serhat kentimiz… Edirne…
Yolculuğumuzun
startını bu köyden verdik.
Yolumuzun
üstündeTekirdağ’ın Saray ilçesi.
Gündöndü (ayçiçeği)
ekili uçsuz bucaksız bereketli Trakya topraklarını geçtik.
Yorgun
gurbetçilerimiz.
Bir kez daha Edirne yollarındayız. 4 Temmuz
Cumartesi günü… Tekirdağ’ın Karadeniz’e yakın bir köyünden yola çıktık. Saray,
Vakıflar yolu üzerinden TEM otoyoluna, Çorlu sapağına ulaştık. Koca otoyolda
araç yok denecek kadar az. Almanların eski arabalarıyla tatile gelen, tatilden
dönen birkaç Almancı’yı geçtik, o kadar… Araçları tıka-basa insan ve eşya dolu…
Sürücüler yorgun, daha Türkiye’yi çıkmadan bitkin düşmüşler. Sılaya geldiler
sevindiler, gurbete dönüyorlar içleri burkuluyor…
Mimar
Sinan’ın “ustalık eserim” dediği Selimiye Camii… Anıtsal bir şahaser…
Meriç
Köprüsü… Hizmete 1842 ‘de girmiş. 12 kemerli köprü hala araç trafiğine açık.
Günbatımında muhteşem bir görsel sunuyor.
1562 ‘de
Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış adaletin dağıtıldığı Adalet Kasrı.
Karaağaç
Tren İstasyonu.
Şark
Demiryolları Şirketi adına Mimar Kemalettin Bey tarafından neoklasik sitildi
inşa edilmiş. İnşaatı 1914’de bitirilen istasyon, araya giren savaşlar ve
antlaşmalar nedeniyle 16 yıl sonra, 1930’da hizmete girebilmiş.
Selimiye Camii, Eski Camii (Ulu Camii), Sittişah
Sultan Camii, Gazi Mihal Camii, Deftardar Camii, Darül Hadis Camii, Muradiye
Camii, Bulgar Kilisesi, Beyazid Şifahanesi, Eski Saray, Adalet Kasrı, Bedesten,
Ekmekçizade Kervansarayı, Selimiye Arasta Çarşısı, Alipaşa Çarşısı, Deveci
Hanı, Rüstempaşa Kervansarayı, Karaağaç
Tren Garı, Kırkpınar (Sarayiçi), Meriç Köprüsü, II.Beyazıt (Tunca) Köprüsü…
Daha birçokları… Ve de Üç Şerefeli
Camii…
Edirne’nin
Boyacıları
Edirne’de
ayakkabı boyacılığını çoğunlukla Romanlar yapıyorlar. Romanlara evvelce Esmer
Vatandaş veya Çingene denirdi.
Yaprak Ciğer
Ciğer,
bilinen yaygın şekliyle pişirilmiyor. Yaprak şeklinde kesiliyor, lengerde çiçek
yağında pişiriliyor.
Peynir
Şekeri
Şimdilerde
Mevlana Şekeri olarak anılıyor. Malzemesi şeker, limon tuzu, su.
Kavala
Kurabiyesi
Veya Edirne
Kurabiyesi… Badem, un, tereyağı, pudra şekeri, vanilya, yumurta akı ve kabartma
tozundan mamul…
Badem Ezmesi
Edirneliler
her şeye sahip çıkıyorlar gibi galiba !.. Badem Ezmesinin tek ismi var, Bebek (İstanbul) Badem Ezmesi…
Türküden, Edirne’nin boyacılarıyla tanındığını
bilirdik. Oysa, Edirne’de birinci olan daha bir çok şey var. Peynir şekeri,
yaprak ciğeri, kuzu sarması, köftesi, tarhanası, höşmerimi, Kavala kurabiyesi,
badem ezmesi…
“Çarşıdan aldım pirinci
Edirne’nin boyacıları birinci
Aman da boyacı boyacı
Cilana vurgunum boyacı
Fırçana vurgunum boyacı”
( sürecek )
( 1.-9.-11.-12.-13.-14.-15. fotoğraflar alıntıdır
)







Yorumlar
Yorum Gönder