ÜÇ ŞEREFELİ CAMİİ (Edirne)

ÜÇ ŞEREFELİ CAMİİ



Üç Şerefeli Camii ibadethane oluşu kadar, anıtsal özelliğiyle de önemli. Mimar Sinan’ın örnek alacağı kadar ilklerin cami… Edirne ziyaretlerinde Üç Şerefeli Camii gezilecek yerlerin ilk sıralarında olmalı.





     
Üç Şerefeli Camii’ye girildiğinde, doğruca 24 metre çapındaki ana kubbenin altına gidilir. O tarihte yapılmış en büyük merkezi kubbedir. Cami çok kubbeliden tek kubbeli, merkezi kubbeye geçiştir. Ana kubbe dikdörtgen planlı camiyi örter ve  İstanbul'daki bir çok caminin kubbesinden daha büyüktür. Camide toplam 9 adet kubbe vardır.






Ana kubbe; ikisi serbest, dördü duvarlar içinde altı adet ayakla (paye) taşınır. Ve yanlardaki diğer kubbelerle desteklenir. Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler bulunuyor. Mimar Sinan bu planı 100 yıl sonra daha gelişmiş biçimiyle İstanbul camilerinde uygulamış.

  
Çini süslemeli avlu pencerelerinden ikisinin süslü alınlıklarında II.Murat'ın adı geçer. Revak kubbelerinde özgün kalem işleri görülür.




   
Büyük kubbede, yan ve avlu revaklarındaki lacivert, al, ak ve sarı renkte kalem işleri var. Yazı kuşakları süslemelerinde rumi, palmet, lotus motifleri görülür. Kubbe peteği ve pandantiflerde rokoko süslemeler bulunuyor. Kubbede çeşitli meyvelerden oluşan "Meyve Sofrası" görülüyor.

Yapı, enine dikdörtgen planlı. Bu geometrik tasarımla Mimar Sinan'ın bir çok altıgen çardaklı yapısı için prototip oluşturmuş.


Mihrabın iki yanında, caminin denge durumunu kontrol için iki silindir bulunuyor. Bunlar ayar terazileridir ve dönüyor oluşları caminin dengede olduğunu gösterir.


Cami camlarının tümü renklidir. Ses düzeninde eko özelliği belirgindir.



Üç Şerefeli Camii farklı özellikleriyle çok özellikli ve mimari şaheser. Caminin değeri bilinmiş ve gereken özen gösterilmiş. Vakıflar veya diyanet, caminin külliyesiyle bütün olduğunu ve  birlikte anıtlaştığını anlayamamışlar.




  
Külliyenin, camiye bakan tarafının restorasyonu kısmen yapılmış. Sanki bir tiyatro dekoru gibi. Dar bir sokaktan külliyenin arkası görülüyor. Otlar bürümüş, bakımsız, harabe… Sokak berbat… Külliyenin yer yere açılmış tel örgülerin önüne mahalleni çöp konteynerleri konulmuş.



Külliyenin arkası “Selimiye Camii” Sokak. Sokağın devamında Selimiye Camii görülüyor. Sokak perişan. Belli ki, önceleri bu sokakta tarihi evler varmış. Miras olarak bir-iki yıkık-dökük ev kalmış. Oysa, bu sokak Üç Şerefeli’yle bir bütün olarak korunmalıydı. Sokakta çirkin binalar, bir arsada sözde otopark, oto yıkamacı v.s. yer alıyor.


Girişi arka sokakta bulunan “Peykler Medresesi”nin kapısına “Bahçeşehir Üniversitesi- Edirne Yeni Saray Kazısı – KAZI EVİ” tabelası asılmış. Neden zenginliklerimiz korunmaz? Anlaşılır gibi değil !

   





    

(1.fotoğraf alıntıdır)




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek / DATÇA

KARŞI TARAF – İSTANBUL

EFES (Ephesos) Antik Kenti IV